İslamı ve Allahı Tanımak Ona İman Etmek İçin . . .
  İslam ve Kadın
 

İbadet ve Kadın

Aslında bu başlığa, ibadet ve kadın değil de "dinde kadın" desek daha doğru olurdu. Yukarıda söylediğimiz gibi din denilince, iman (inanma) ve ibadet (dua, namaz...) hatıra gelir. Oysa İslâm hem dini, hem de dünyayı içine aldığı için, din deyip sadece dünyayı, veya sadece duayı kastetmek yerinde olmaz. Çünkü ekonomi, aile, eğitim-öğretim, yönetim ve insanın ihtiyacı olan her şey, İslâm dininin içersinde yer alır. bunlar, İslâm kültüründe din dışı değildirler. Bu konularda Kuran’da pek çok emir, nehiy ve tavsiyeler vardır. Kuran’ın şu veya bu şekilde yapılmasını istediği herhangi bir konuyu, din dışı saymak mümkün değildir, öyleyse din kelimesini sadece iman ve ibadet alanına hasretmek, İslâm kültürüaçısından yanlıştır. Halbuki bugün halk arasında din böyle anlaşılmaktadır.

İslam geldiği zaman doğuda ve batıda kadının hangi durumda olduğu, okuyan ve biraz tarih bilgisi olan kimseler için bellidir. Kız çocukları doğduğunda ana-baba için bir talihsizlikti. Kadınların adeta hukuki şahsiyetleri hiç yoktu. Daha düne kadar kadının seçilme değil, seçme hakkı bile yoktu, işte İslâm kadına, böyle bir ortamda tam bir hak ve vazife ehliyeti getirdi. Birçok sahalarda aşağı kabul edilen kadını yükseltip erkeğin seviyesine çıkardı ve ona "eş" yaptı. Kadın ile erkek, evlenip karı-koca olduklarında, birbirine karşı hak ve vazifede eşit olduklarından "eş”tirler. Kur'an-ı Kerim, karı kocadan her birine "eş" anlamında "zevç" kelimesini kullanır. Meselâ "Ey Adem, eşin (zevceke) ve sen Cennette kal.."20 buyrulmuştur. Arapçada zevç, bir cinsten diğeri ile beraber bulunan ikiden her birine verilen addır.21 Türkçemizde biz buna eş deriz ki, bir çiftten her birisi anlamınadır. Bir çift ayakkabından her birine de eş veya tek denir. Hayvana sardığımız iki yük çuvalından her birine de yine denk adı verilir. Sağ ayakkabı ile sol ayakkabı arasında bir fark varsa, bunlardan her hangi birisi diğerine karşı üstünse, karı-koca arasında da bir üstünlük düşünülebilir. Halbuki akıl böyle bir şeyi kabul etmez. Öyleyse kan kocanın, kocası da karının eşi, dengi ve benzeridir.

îman ve ibadette, amel edip karşılığını almakta kadın ile erkek arasında hiçbir fark olmadığını göstermek ve böyle uygulamaları kaldırmak için erkeğin yanında kadını zikreden birçok ayetler gelmiştir. Meselâ ister dünyada ister ahirette olsun, çalışan kadın ve erkeğin ücretini veya ecrini mutlaka alacağını bildiren ayette şöyle buyrulmaktadır: "Rableri, onların dualarını, "Sizden erkek olsun, kadın olsun, hiç bir çalışanın çalışmasını boşa çıkarmam; siz birbirinizdensiniz", diyerek kabul etti."22

Başka bir ayette de "Erkek veya kadın kim mümin olarak, yararlı işler yaparsa, işte onlar Cennete girerler ve kendilerine zerre kadar zulmedilmez"23 buyrulmaktadır.

İslam'a göre Allah'ın yanında kadın ile erkeğin eşit olduğunu göstermesi bakımından şu ayet de dikkat çekicidir: "Doğrusu erkek ve kadın müslümanlar, erkek ve kadın müminler, boyun eğen erkekler ve kadınlar, doğru sözlü erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlargönülden bağlanan erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve kadınlar, İşte Allah bunların hepsine mağfiretve büyük ecir hazırlamıştır."24

Yalnız çalışmalarının ve yaptıkları iyiliklerin karşılığını alma bakımından değil, kendilerine kötülük yapılmaması, eziyet verilip işkence edilmemesi bakımından da erkekle kadın arasında bir fark yoktur. Bu sebeple Kur'anda şöyle buyrulmaktadır: "İnanan erkek ve kadınları, yapmadıkları bir şeyden ötürü incitenler, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olurlar."25

Bütün bu ayetlerden anlaşılıyor ki, dinde, ibadette, iyi işlerin karşılığını almakta, ve kendilerinin hukukuna saygı göstermekte kadın ile erkek arasında hiçbir fark yoktur.

 
  Bugün 13 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol