Kadın ve Ekonomi
İslam ekonomik düzeninde kadın da erkek gibi ekonomik faaliyetin kaynaklarından birisidir. Kendisine mülkiyet, miras ve çalışma haklarının tanınması, onu ekonomik hayatta faal hale getirmiştir. O sebeple alım ve satımın her çeşidi, hibe, şüfa, icar, kira, iare, kefalet, vekalet her çeşit şirketler, rehin, kısmet, dava, ikrar, sulh, vasiyet, yemin, gasp, çalma.... gibi konularda erkekle aynı durumdadırlar.
Erkekle kadın her ikisi de mirasta söz sahibi olmakla birlikte bazı yerde erkeğin kadından daha fazla pay alması, zamanımızda birçok tenkidlere yol açmaktadır. Ayette 85 Allah, "Babalarınız ve çocuklarınızdan hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilemezsiniz" buyurmakla taksimin menfaat açısından yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Öyleyse İslâm'ın miras hukuku, fert ile toplumu birlikte ele alan ekonomik kanunların bir gereğidir.
Mirasta erkeğin kadından daha fazla almasının sebebi, erkeğin mala kadından daha fazla ihtiyacı olmasıdır. Erkekler, kadınların nafaka ve geçimlerini üzerlerine alırlar. Erkek, ölüye hayatta iken, kadından daha çok faydalı olur. Bu iki sebepten yani mala daha çok ihtiyacı olma ve ölüye daha fazla fayda vermeden dolayı erkek, mirastan daha fazla almaya hak kazınmış olur.86
Erkek, bir kendisi, bir de hanımı olmak üzere en az iki kişi besleyecektir. Bunun için erkeğin gideri çok, kadının gideri ise daha azdır. Halbuki gelir ile gider arasında bir uygunluk ve eşitliğin bulunması gerekir. Gider erkeğe yükletilirken, gelir dağılımında kadına erkekten fazla veya denk pay verilmesi, hem ekonomik esaslara hem de hak ve adalet ölçülerine uygun düşmez. İşte asıl o zaman hukukta eşitlik ilkesi zedelenmiş olur. Binaenaleyh erkeğe mirastaki bu fazlalık, kadınların menfaatlerini gözetme ve ihtiyaçlarını giderme hesabına, geçimdeki sorumluluk farkının muadili olmak üzere, böyle bir hukuk ve ekonomi dengesini kurarak, adalet ve eşitlik prensiplerinin ince bir uygulamasını içine almaktadır.87
İslâm ekonomisinde her nimet bir külfet karşılığıdır- 88 Bu denge ne zaman bozulur, ailenin ekonomik sorumluluğuna karşı mirastan iki hisse alma zorunluluğuna uyulmazsa daima kadınların zararına olur. Ya büsbütün mirastan mahrum edilirler veya ailenin geçimine zorla katılarak, kendi mallarını istedikleri gibi kullanma hak ve yetkisinden mahrum bırakılırlar.
Kaldı ki, kadın mirasta her zaman her yerde erkeğin yansını almaz. Bunun istisnası da vardır, meselâ ayette "eğer varis olunan erkek veya kadının çocuğu ve babası yoksa ve ana tarafından bir erkek veya kız kardeşi bulunuyorsa, her birine altıda bir verilir." 89 buyrulmaktadır ki, buna göre ana bir kadın ve erkekler eşit pay almaktadırlar.
Kur'anda "Anaların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak, çocuk kendisinin olan baba üzerine bir borçtur"90 buyrulmaktadır.Bu ayete göre hadâne, çocuk bakımı annenin hakkı, maddi yardım ise babanın hakkıdır. 91